Medine

Şam şehrinden Medîne-i  Münevvereye  altıncı konakta  varılır.  Çölde kurulmuş bir şehirdir.  Nice şehirlerden lütufkardır ki Resûlullah ile Cennet-i  aʻlâya  dönmüşdür. Bütün çöl ışığıyla aydınlanıp Görkemi dünyaya ışık saçar. Uzaktan Uhut Dağı altında Şehitler Sultanı Hazreti Hamza’nın kabri üzerinde olan nurlu kubbesi görünüp insana öyle bir hal aldırır ki şevkinden ne edeceğini bilemez. Ve hemen arkasında sultan-ı enbiyanın (S.A.V.)camiʻ-i şerifinin yüce kubbesi görünür.  Bütün her tarafdan es-salat ve es-selâm getiren Müslüman hacılar Medîne-i Resûlüllâh tarafına doğru hızla  giderler  ki  aceleciliklerinin etkisinden  atlar  ve  develer  zapt olunamaz haldedir.

Baştürk, S. (2013). Bir hac yolcusunun gözünden İstanbul’dan Hicaz’a Osmanlı şehirleri. Journal of Human Sciences, 10(1), 148-161.